Merkez bankası zorunlu karşılık oranı, ülkelerin ekonomi politikasıyla ilgili önemli bilgiler verir. Genel anlamda zorunlu karşılık veya munzam karşılık, mevduat kabul eden bankaların bu mevduat miktarına karşılık olarak Merkez Bankası’nda bulundurmak zorunda oldukları mevduatların oranıdır. Bankaları yakından ilgilendiren zorunlu karşılık oranı ülkenin para politikasını yöneten Merkez Bankası tarafından belirlenir ve zamanla değişiklik gösterebilir.
Zorunlu karşılık veya munzam karşılık oranı, para politikasında güvence amaçlı kullanılır. Geçmiş dönemlerde bankaların iflas riskine karşı koruma sağlaması amacıyla uygulamaya geçirilen bu kural zamanla farklı hedeflere odaklanmıştır. Günümüzde zorunlu karşılık oranı kurallarıyla iflas korumasından çok piyasa likiditesini kontrol aracı olması amaçlanır. Bankalarda toplanan mevduatların vadesine göre yerli ve yabancı para cinsinden ayrı oranlar dahilinde zorunlu karşılık oranı uygulanır.
Türkiye’de zorunlu karşılık oranı uygulaması, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan hükümlere göre belirlenir. Bu kanunda serbest bölgelerde faaliyette bulunanlar dahil tüm bankaların zorunlu karşılık kurallarına uyması beklenir. Türkiye’de kurulmuş veya şube açarak bankacılık faaliyetleri gösteren tüm şirketler, zorunlu karşılık oranına uymak zorundadır.
Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de bankalar zorunlu karşılık sistemine tabi tutulur. Bu nedenle bankanın yerli veya yabancı sermaye ile kurulmuş olmasına bakılmaksızın aynı oranda mevduat toplanır. 2001 yılında zorunlu karşılığın kısmen değiştirilmesiyle birlikte bankalardan alınan zorunlu karşılıklara faiz ödenmeye başlanmıştır. Bu uygulama Türkiye’deki bankaları iflas riskine karşı korurken, Merkez Bankası’nın para politikasını belirlemesinde de önemli bir araçtır.
Bankaların zorunlu karşılık sistemi, 2001 yılından itibaren bankalar için zorunlu bir borç verme oranı haline gelmiştir. Bu sistemin asıl kullanım amacından sapması fark edildikten sonra Merkez Bankası bu tür faiz uygulamasından vazgeçmiştir. Bu yüzden zorunlu karşılıklar, para politikasını uygulama aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Zorunlu karşılık oranının para piyasası üzerindeki etkisi, Merkez Bankası’nın para üzerindeki kontrolünü gösterir. Eğer bankalar atıl rezerv bulundurmuyorsa, zorunlu karşılık artırılırsa bankaların verdikleri kredileri geri çağırma durumu kaçınılmazdır. Bu yüzden kredi hacimleri daralır ve piyasada para arzının azalması söz konusu olur. Bu uygulamanın tam tersi olarak, Merkez Bankası, zorunlu karşılık oranını düşürürse piyasadaki etkileri genişlemeci para politikası yönünde olur.
Oran düşünce bankaların zorunlu karşılıklarının bir kısmı kullanılabilir rezerv haline gelir. Bu da bankaların yeni müşterilere kredi tabanını arttırır. Bankaların kredi tabanının genişlemesi, ülkede para politikasında para arzının artmasına neden olur. Özetle zorunlu karşılık oranının yükseltilmesi daralmacı para politikasına işaret ederken, oranın azaltılması ise genişlemeci para politikasını gösterir.
Ülkelerin zorunlu karşılık oranları, merkez bankaları tarafından verilen kararlara göre zaman içinde değişiklik gösterebilir. Bazı ülkelerde zorunlu karşılık oranları uzun süredir 0 seviyesinde tutulurken bazı merkez bankaları ise bu oranı yükseltip azaltmayı tercih eder.
Güncel verilere göre ülkelerin belirlediği zorunlu karşılık oranları şu şekilde sıralanıyor:
TCMB zorunlu karşılık değişikliği ile sık sık gündeme gelmeye devam ediyor. 2010 yılından itibaren para politikasında etkin biçimde kullanılan zorunlu karşılık oranı, Merkez Bankası tarafından belirlenir.
Resmi Gazete’ de yayımlanan Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğ’e göre bankaların uyması gereken zorunlu karşılık oranı şu kriterler göre değişiklik gösterir:
Zorunlu karşılık oranı değişikliğinde bankaların mevduat hesaplarındaki vade sayısına göre uygulayacakları koşullarda değişiklik görülebilir. Para arzını sınırlamanın alternatif bir yöntemi olan zorunlu karşılık oranı değişikliği, TCMB tarafından sık sık kullanılıyor. Enflasyonist koşullarda zorunlu karşılık oranındaki değişiklikler ile para politikasına yön vermek mümkün oluyor. Türkiye’de zorunlu karşılık oranı değişikliği ile ilgili kararlar, TCMB’nin düzenlediği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarının ardından kamuoyuna açıklanıyor.